CAHİLLİK VE BİLGELİK ATEŞİ HİKAYESİ

Eski zamanlarda Dünya’nın ıssız bir köşesindeki bir ada da birbirlerinden habersiz dört ayrı kabile bulunuyordu. Bu kabileler adaya çok uzun zaman önce gelen bir adam aracılığıyla ateş ile geç de olsa tanışmışlardı. Bir bilge ve öğrencileri bu adayı incelemek amacıyla gezi düzenlemişlerdi.  Bir gemiyle

İKİ KEŞİŞ HİKAYESİ

İki keşiş nehir boyunca giderken, nehrin karşısına geçmek için yardım bekleyen bir kadına rastlamışlar. Kadın yüzme bilmiyormuş ve bu yüzden çok korkuyormuş. Keşişlerden genç olanı kadına yardım edemeyeceklerini çünkü inançları gereği kadınlarla temas kurmalarının yasak olduğunu söylemiş. Fakat kesişlerden yaşlı olan, genç kadına yardım

LAO TZU DAN ÖYKÜ

Taoizmin kurucusu, Çinli filozof, yaşlı filozof olarak da bilinen Lao Tzu dan bir öykü: Efendim köyde yaşlı, çok fakir bir adam varmış. Ama kral bile onu kıskanırmış. Çünkü dillere destan bir beyaz atı varmış. Kral at için ihtiyara nerdeyse hazinesinin tamamını teklif etmiş ama

GÜL YAPRAĞI OLMAK HİKAYESİ

Uzakdoğu’da bir budist tapınağı, bilgeliğin gizlerini aramak için gelenleri kabul ediyordu. Burada geçerli olan incelik; anlatmak istediklerini konuşmadan açıklayabilmekti. Bir gün tapınağın kapısına bir yabancı geldi. Yabancı kapıda öylece durdu ve bekledi. Burada sezgisel buluşmaya inanılıyordu, o yüzden kapıda herhangi bir tokmak, çan veya

VAZODAKİ ELMA HİKAYESİ

Konfüçyüs, öğrencilerine ders veriyordu. Sınıfa elinde dar uzun bir vazo ile geldi. Tüm öğrencilerin görebileceği şekilde vazoyu havada tuttu. Diğer elinde de bir elma vardı. Elmayı vazonun içinde koyduktan sonra, vazoyu yere bıraktı ve şöyle dedi; – Elmayı vazodan çıkarmayı başaran öğrenci, elmayı alabilir.

DEĞERİNİ BİLMEK HİKAYESİ

Mısır ülkesinde İslamiyet’ in ilk dönemlerine ünlü sufi bilge Dhu Nun yaşarmış. Dhu Nun ve diğer bilge sufiler hakkında genç cahil bir adam bilip bilmeden ileri geri konuşuyormuş. Dhu Nun adama küçük bir ders vermek için genç adamı yanına çağırmış. Parmağındaki yüzüğü çıkarıp adama

EMEĞE DEĞER VERMEK HİKAYESİ

Hindistan’da renklerin ustası anlamına gelen Ranga Guru adı verilen çok ünlü bir ressam varmış. Onun yetiştirdiği bir ressam olan Raciçi ise artık eğitimini tamamlamış, son resmini yaparak Ranga Guru’ya götürmüş ve ondan resmini değerlendirmesini istemiş. Rangu Guru ise; – Sen artık ressam sayılırsın Racaçi

GÖL OLMAK HİKAYESİ

Hintli Bir usta, çırağının mutsuz bir şekilde devamlı her şeyden şikayet  etmesinden usanmıştır. çırağına bir ders vermek ister ve çırağını tuz almaya gönderir. Çırak, tuz almaya beni niye gönderdi diye şikayet ederek döner. Usta, bir avuç tuzu bir bardak suya atıp karıştırıp, içmesini söyler.

ZEN USTASI HİKAYESİ

Zen ustası olmak için on yıldır eğitim alan Budist rahip artık hazır olduğuna inanıyordu. Yağmurlu bir günde ünlü üstadı Nan-in’i ziyarete gitti. İçeriye girdikten sonra öğretmeni  Nan-in Budist rahibe sordu: – Şemsiyeni ve ayakkabılarını kapının dışında mı bıraktın? – Elbette, gittiğim her yerde dışarda

KONFÜÇYÜS YÖNETİM DERSİ

Konfüçyüs bir süre için şehrin yönetiminde görev alır ve yedi gün sadece şehirde olanları izler. Yedinci gün şehirdeki en yüksek memur Shao-Cheng’i görevden alır. Bu davranış üzerine öğrencileri çok şaşırırlar, yanına giderler ve sorarlar: – Shao-Cheng bu şehirde hatırlı ve kuvvetli bir adamdı. Şehrin

SOCRATES VE DOSTLARI

Ünlü Yunan filozof Sokrates her nasılsa bir ev yaptırmış: Eş dost merak etmiş nasıl bir ev diye, görünce evi, kimse dememiş güzel olmuş diye… Başlamışlar kusur bulmaya: Kimi içini beğenmemiş, kızmayın ama şanınıza layık değil odaları demişler. Kimi cephesine laf etmiş: Karşıdan görünüşü çirkinmiş.